Yazar: admin

  • Emniyet kemeri

    Emniyet kemeri

    Türkiye’de emniyet kemeri, ilk aşamada şehirlerarası karayollarında 18 Ağustos 1986 tarihinden itibaren emniyet kemeri uygulaması otomobil, arazi taşıtı ve minibüslerde başlatıldı.
    Daha sonra 1 Ocak 1992 tarihinden itibaren uygulama şehir içi yollarda da geçerli oldu. 11 Ocak 1995 tarihinde otomobillerde arka koltukta da emniyet kemeri zorunlu oldu.

    Karayolu Trafik Yönetmeliği’nin 150. Maddesinde 18 Şubat 2014 tarihinde yapılan değişiklikle şehriler arası otobüslerin tüm koltuklarında emniyet kemeri kullanılması zorunlu kılınmıştır.

    Emniyet kemeri, ulaşım araçlarında yolcuların güvenliklerini sağlamak üzere otomotiv üretici firmaları tarafından hazırlanmış ve insanların ulaşım esnasında can güvenliklerinin sağlanması amacıyla kullanılan düzenekdir. Araba koltuğu’na bağlanır. Trafik kazası zamanı hava yastığı ile beraber otomobil güvenliği ve trafik güvenliği’ne büyük katkı sağlarlar.

    Tarihçe

    1903 yılında Gustave Liebau icat etmiştir.

    1930′larda birçok Amerikalı hekim arabasına iki noktalı (araca iki noktadan bağlı) emniyet kemeri yerleştirdi ve araba üreticilerinin yeni modellere bunları yerleştirmesi için ısrar etti.

    1953 Colorado Eyaleti Tıp Birliği iki noktalı emniyet kemerlerinin bütün otomobillere yerleştirilmesi için bir bildiri yayınladı.

    1955 Kaliforniya Araç Kanunu araç kullanmak için emniyet kemeri takmayı mecbur tuttu.

    1956 Volvo firması iki noktalı çapraz göğüs emniyet kemerini aksesuar olarak pazara sundu. Chrysler firması ön koltuklarda iki noktalı emniyet kemerini isteğe bağlı olarak kullanılmak üzere bazı modellerine yerleştirdi. Ford firması emniyet kemerini konu edinmiş 2 yıllık güvenlik reklâmlarına başladı.

    1957 Volvo firması iki noktalı çapraz emniyet kemerlerine kilit ekledi.

    1958 İsveç’teki Volvo fabrikasında mühendis olan Nils Bohlin üç noktalı emniyet kemeri olarak bilinen sistemin patentini aldı.

    1959 İsveç’te Volvo firması ön koltuk için üç noktalı emniyet kemerini standart olarak sundu.

    New York’ta, eyalette satılacak olan yeni araçlara emniyet kemeri takılmasının maliyeti incelendi ve reddedildi.

    1960 New York eyaleti aldığı kararı tekrar inceledi ve reddetti.

    1961 SAE (Otomobil Mühendisleri Birliği) Amerika’da emniyet kemerinin standart olmasını önerdi. New York emniyet kemeri kilidinin oturma bölgesinin dışında olmasını şart koştu. Wisconsin Eyaleti ön koltuklarda emniyet kemeri kullanımını mecbur tuttu. Avustralya Standart Birliği “Emniyet Kemeri ve Pasif Önleyiciler” için standartları yayınladı.

    1962 Altı Amerikan eyaleti ön koltukta emniyet kemeri bulunmasını şart koydu. Otomobil üreticileri standart olarak ön koltukta emniyet kemeri yerleştirdiler.

    1963 ABD’de Volvo firması üç noktalı emniyet kemerini standart olarak üretti.

    1964 Amerikan eyaletinin yarısı ön koltukta emniyet kemeri kullanımını mecbur tuttu. Amerika’daki birçok araç üreticisi emniyet kemerini ön koltuklarda standart olarak sundu. Güney Avustralya ve Viktorya yeni üretilen araçlarda ön koltuklarda emniyet kemeri bulunmasını mecbur tuttu.

    1965 ABD Ticaret Bakanlığı ilk emniyet kemeri standardını yayınladı.

    1966 İsveç kanunları kapı kenarında bulunan iki noktalı göğüs emniyet kemerlerini ve “Y” tipli üç noktalı emniyet kemerlerini yasakladı.

    1967 Amerikalı araç üreticileri arka koltuklara da emniyet kemeri yerleştirdi. İngiltere ön koltuklarda 3 noktalı emniyet kemeri kullanılmasını zorunlu tuttu. Avustralya emniyet kemeri standardı yayınladı.

    1968 Volvo İsveç’te acil durum kilitlerini (ELR) ön koltuklar için standart olarak sundu.

    1969 İsveç’te ön koltukta 3 noktalı emniyet kemeri bulunması zorunlu tutuldu. Volvo bütün pazarlarda arka koltukta 3 noktalı emniyet kemerini standart olarak pazara sundu. Mercedes-Benz bütün pazarlarda arka koltukta 3 noktalı emniyet kemerini standart olarak sundu. İspanya’da ön ve arka koltukta emniyet kemeri bulunması mecbur tutuldu. Avustralya 1965’ten sonra plaka alanlarda ön koltukta emniyet kemeri bulunmasını mecbur tuttu.

    1970 İsveç’te arka koltukta emniyet kemeri bulunması mecbur tutuldu. Avustralya, Victorya’da önde ve arka koltukta 3 noktalı emniyet kemeri bulunması mecbur kılındı.

    1972 NHTSA, (ABD Ulusal Karayolu Trafik Güvenliği İdaresi) Federal Motorlu Araç Güvenlik Standartlarını belirledi. Avustralya ve Batı Almanya’da ön ve arka koltukta emniyet kemeri olması ve kullanımı mecbur tutuldu.

    1975 İsveç’te 15 yaş ve üstü için emniyet kemeri kullanımı mecbur tutuldu.

    1977 ABD Ulusal Karayolu Trafik Güvenliği İdaresi tarafından yasalaştırılan “Okul Servislerindeki Yolcuların Korunması” ile ilgili Federal Motorlu Araç Güvenliği Standardı 222 yürürlüğe girdi.

    1979 Fransa arka koltuklarda emniyet kemerini zorunlu hale getirdi.

    1980 Mercedes-Benz sürücü yan hava yastığı, diz destek yastıklarını üretmeye başladı ve bütün 3 noktalı emniyet kemerlerine esneme mesafesi konuldu.

    1984 Avusturya 01/1984 tarihinden sonra imal edilen araçlarda arka koltuk kemerlerini zorunlu hale getirdi. Batı Almanya 05/1979 tarihinden sonra üretilen araçlarda arka koltuk emniyet kemerlerini zorunlu hale getirdi. Kanada’nın 10 eyaletinden 7’si bu tarihten itibaren, hareket eden araçların sürücü ve yolcularına kendileri için uygun olan emniyet kemerlerini kullanma zorunluluğu getirdi.

    1985, Norveç 01/1984 tarihinden sonra tescil edilen araçlarda arka koltuk kemerlerini zorunlu hale getirdi New York arka ve ön koltuklarda emniyet kemeri kullanımını zorunlu hale getirdi (arka koltuklarda 10 yaş ve yukarısı için).

    Türkiye, 18.06.1986 tarihinden itibaren “şehirlerarası karayollarında otomobil ve tescil bakımından otomobil gibi işlem gören arazi taşıtları ve minibüslerde sürücüsü ve yanında oturan yolcular için” emniyet kemeri uygulaması başlatıldı.

    1987‘de New York, 1992’de New Jersey okul servislerinde kullanılan otobüslerde emniyet kemerini zorunlu hale getiren ilk eyalet oldu.

    Türkiye, 01.01.1992 tarihinden itibaren “şehir içi yollarda da ticari otomobil ve minibüsle yolcu taşımacılığı yapan araç sürücüleri hariç, otomobil ve otomobil gibi tescil işlemi gören arazi taşıtları ve minibüs gibi taşıtların sürücüleri ile ön koltuğunda oturan yolcularına” emniyet kemeri takma zorunluluğu getirildi. Yukarıda söz edilen araçlar ve Türkiye’de üretilen araçlar ile yurt dışından ithaline izin verilenlerine 3 aylık süre tanındı. Bu süre 11.01.1995 tarihinde sona erdi. Bu süre sonunda arka koltukta emniyet kemeri kullanımı uygulamasına geçildi.

    1995 İngiltere okul taşımacılığında kullanılan minibüslerde emniyet kemeri kullanımını zorunlu hale getirdi.

    1996 Avrupa Ekonomik Komisyonu, minibüslerde ve 3.5 tonun altındaki araçlarda 3 noktalı veya en azından 2 noktalı emniyet kemerlerinin kullanılmasına dair 3 direktif yayınladı.

    Türkiye, 01.01.1998 tarihinden sonra üretilen minibüslerin arka koltuklarında, kamyon, kamyonet, çekici ve şehirlerarası otobüslerde emniyet kemeri kullanımı yönetmelik kararı ile zorunlu kılındı.

    1998 yılında, ABD’deki Ulusal Karayolu Trafik Güvenliği Dairesi (NHTSA) Kongre’ye “Okul Otobüsü Güvenliği: Amerika’nın Çocukları için Güvenli Yolculuk” başlığı altında, gelecekte kullanılacak ve okul otobüslerinde seyahat edenleri korumaya yönelik olarak kullanılacak sistemleri incelemek üzere bir araştırma projesi sundu.

    1999 yılında Florida, Louisiana ve Kaliforniya eyaletleri büyük okul otobüslerinde seyahat edenler için daha gelişmiş koruma sistemlerini zorunlu kılan kanunlar koydu. Bütün eyaletler, hangi sistemi kullanacaklarına karar vermek için Ulusal Karayolu Trafik Güvenliği Dairesi (NHTSA) tarafından hazırlanmakta olan projenin bitirilmesini bekleyeceklerini duyurdular.

    2001 yılında Kaliforniya Eyaleti Ocak 2001 yılından sonra satın alınan yeni okul otobüslerinde karın bölgesi ve omuzdan bağlanan kemerlerin uygulamasını zorunluluğunu genişletti.

    2002 ABD’deki Ulusal Karayolu Trafik Güvenliği Dairesi (NHTSA) Kongre’ye sunduğu ve gelecekte kullanılacak ve okul otobüslerinde seyahat edenleri korumaya yönelik sistemleri konu alan araştırmasını tamamladı.

  • Projelerimiz

    Bugüne kadar yol ve trafik güvenli alanında kamu ve özel sektör katkısı ile çok sayıda projede yer alan Türkiye Trafik Kazalarını Önleme Derneği, bundan sonra da gerekli ve yeterli duyarlılıkla sürücülere, yolculara, yayalara yönelik farkındalık yaratmaya devam edecektir.

    Genel Merkezi İstanbul’da olan ve tamamen gönüllülük esasına dayanan üyelik yapısıyla Yol Güvenliği, Yaya Hakları, Kış Lastiği, Hız Sınırları, Otobüslerde Emniyet Kemeri, TIR Park Freni konularında kamuoyunu bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmaları yürütmektedir. Trafik ve yol güvenliği konusunda çalışan Sivil Toplum Kuruluşları ile işbirliği kapsamında aşağıdaki projeleri hazırlayıp, gerçekleştirmiştir.

    * Sokakta İlk Adımlar Projesi (14 yılda 1 milyon 789 bin öğrenci, 52 bin 231  

       Öğretmenin eğitimi)

    * Sizin Fikriniz, Sizin Projeniz

    * Kış Lastiği Mevzuatına Katkı

    * 2004, 2010, 2013 yıllarında 3 bin 500 otobüs şoförüne trafik kültürü eğitimi

    * Cumhuriyetin 100. Yılı Trafik Sergisi

    * Başarılı İETT Kadın Şoförlerinin Ödüllendirilmesi

  • YAYA HAKLARI BİLDİRGESİ

    YAYA HAKLARI BİLDİRGESİ

    Biz yayalar, kent nüfusunun büyük çoğunluğunu meydana getiren ve toplumun her kesiminden gelen bir kitleyiz. Bebekler, çocuklar, çocuklular, hamileler, yaşlılar dahil, her yaştan insandan, çeşitli sakatlıkları olanlardan, herhangi bir biçimde yük taşıyanlardan oluşan bir topluluğuz.

    İNSANA VE ÇEVREYE DOST ULAŞIMI

    Yayalık, diğer insanlara ve çevreye hiçbir zarar vermeyen, insanın kendi sağlığına da katkıda bulunan bir ulaşım biçimidir. İnsanın kendi enerjisi dışında kaynak tüketmediği için havayı kirletmemesi, park ederek alan işgal etmemesi ve diğer yayalara zarar verme riskinin sıfır olması, çevresine dost bu ulaşım biçiminin ayırt edici nitelikleridir. Ayrıca toplumsal ilişkiyi de kolaylaştırma ve sıklaştırma olanakları sunmaktadır.

    Bu esnek ve insancıl ulaşımı seçen bizler, ne yazık ki, kentlerde korumasız durumdayız ve son yıllarda, giderek daha fazla zarara uğratılmakta, köşeye kıstırılmaktayız.

    YÜRÜMÜYORUZ SÜZÜLÜYORUZ

    Motorlu araç sayısının her gün hızla artması ve bu artışla oranlı gelişmeyen altyapı, bir yandan motorlu araç trafiğini kilitlenme noktasına getirirken, diğer yandan, yaya haklarına tecavüzü olağanüstü ve dayanılmaz boyutlara ulaştırdı.

    Yayaların, motorlu araçlar karşısında yalnız, gasp edilmiş hakları bakımından savunmasız bırakılmaları, çok büyük bir haksızlıktır.

    Bu sorunun yaratılmasında hiçbir sorumluluğumuz olmadığı halde, ortaya çıkan durumdan ötürü anında ve fiilen cezalandırılıyoruz, haklarımız kısıtlanıyor.

    Kentlerin yaya kaldırımlarında, özellikle kent merkezlerinde ve akşamları mahalle içlerinde artık yürüyemiyor, araçların ve engellerin arasından adeta süzülüyoruz.

    ÇÖZÜMSÜZLÜK SARMALI

    Trafik kördüğümüne getirilen çözümler, hep motorlu araç trafiğini rahatlatmaya yönelik oldu. Oysa bu çözümlerin hepsi, sorunu ortadan kaldıracağına daha da çözümsüzleştiriyor.

    Yapılması gereken, motorlu araç yerine alternatif ulaşım sistemlerini ele alan ve yayaları gözeten önerilerin kamuoyunda tartışılması ve gerçekleştirilmesidir.

    Biz yayalar,

    Bu eşitsiz ve haksız durumu neredeyse kanıksadık; yayalık haklarımızı talep etmeyi ve korumayı unuttuk.

    Yaya Hakları Bildirgesini

    Yayalık haklarımızı hatırlamak, hatırlatmak, gündeme getirmek, savunmayı kolaylaştırmak ve genişletmek amacıyla, yurttaşların bu konudaki inisiyatiflerinin gelişimine katkıda bulunmak üzere hazırladık.

    Daha adil ve eşitlikçi bir yapıda, kentsel ekolojiye olumlu katkılarımızla, yayalar olarak haklarımızı elde edeceğimize inanıyoruz.

    Bu Bildirge ile,

    Yaya haklarının tanımlanması, sahiplenilmesi, fiilen tanınması ve uygulanması için somut bir çerçeve ilan edilmektedir.

    YAYA KALDIRIMLARI YAYALARINDIR

    Bu nedenle;

    • Bütün yerleşim merkezlerinde, örgün ve yaygın yaya kaldırımı ağının bulunması, en temel yaya hakkıdır.

    • Bütün yerleşim alanlarında yaya kaldırımlarının yapımı zorunludur.

    • Araçlar, yaya kaldırımına park edemez.

    • Kaldırımlar üzerindeki bütün fiziki ve toplumsal engeller, serbest yürüyüşü aksatmayacak biçimde düzenlenir.

    • Yayaların egzoz gazlarıyla zehirlenmemesi, gürültüyle rahatsız olmaması, üzerlerine çamur, toz ve benzerlerinin sıçratılmaması için önlemler alınır.

    KENT MERKEZİ YAYA BÖLGELERİNİNDİR

    Bu nedenle;

    • Toplu taşım dışındaki araçlar, merkeze girmekten özenle kaçınır.

    • Yaya bölgeleri, giderek bütün merkezi kapsayacak biçimde genişletilir.

    • Yaya bölgeleri, her türlü motorlu araçtan, kesinlikle arındırılır.

    • Yayalar, bu bölgeleri, kentsel etkileşim, kültürel etkinlik ve alış-veriş için özgür bir biçimde kullanırlar.

    YAYA GEÇİTLERİNDE ÜSTÜNLÜK, MUTLAK OLARAK YAYALARINDIR

    Bu nedenle;

    • Yayaların gereksindiği kadar sık, yaya geçidi sağlanır.

    • Yaya geçitleri işaretlenir ve buraları, hiçbir biçimde, araçlar tarafından işgal edilemez. Yayalar için yeşil ışık süresi, gerekli yürüme süresine göre ayarlanır.

    • Zemin katı yayalarındır. Genel kural olarak, yayalar, üst ve alt geçitlere zorlanamaz.

    HERKESİN, İSTEDİĞİ YERE, YAYA YOLLARINDAN GİTME HAKKI VARDIR

    Bu nedenle,

    • Kentlerde, motorlu trafik altyapısından tamamen ayrı, sırf yayalar için, özel yollar yapılır.

    • Her çocuğun, okula, yaya yolundan güvenlik içinde gitmesi sağlanır.

    • Kent yönetimi, yaya yolunu hizmet ve tesislerle donatır.

    • Yaya yoluna paralel, bisiklet yolları yapılır.

    • Yaya ve bisikletli ulaşımı, kitle haberleşmesi ile ve diğer özendiricilerle desteklenir.

    KENT YAŞAMININ GERÇEK SAHİPLERİ YAYALARDIR

    Bu nedenle;

    • Yayalık, insanlar arası etkileşimi artırıp kentsel kültüre katkıda bulunduğu için, desteklenir ve özendirilir.

    • Yayalar, yerel yönetimlerle birlikte, yayalık haklarını savunabilecek, şikayetlerini iletecek bir örgütlenme geliştirir.

    • Trafikle ilgili kararlar ve polisler, yayaların haklarını da gözetir ve korurlar.

    • Yaya altyapısının, gece-gündüz bakımını, temiz ve aydınlık tutulmasını, onarılmasını, bitki ve ağaçlarla görsel çekiciliğinin sağlanmasını, yayaların katkılarıyla, yerel yönetimler yapar.

    Ve yayalar,

    • Kaldırımlar, yaya bölgeleri, yaya yolları, yaya geçitleriyle ilgili kararların alınmasına katılmak hakkına sahiptir.

    *Bu bildirge, 1990 yılında İnsan Hakları Derneği Çevre Komisyonu tarafından hazırlanmıştır.

  • Emniyet kemeri sensörlü koltuk zorunluluğunu kaldırıldı

    Emniyet kemeri sensörlü koltuk zorunluluğunu kaldırıldı

    Türkiye Trafik Kazalarını Önleme Derneği Başkan Yardımcısı, Makine Yüksek Mühendisi Alpay Lök, son yıllarda artan servis kazalarının sebeplerine dikkat çekti. Lök, Türkiye genelinde 100 bine yakın servis aracı bulunduğunu belirterek, 2016 yılında yaşanan kazaların ardından yapılan güvenlik düzenlemelerini hatırlattı. Lök, “Bu kazaların ardından 2018 yılında Resmi Gazete’de yayımlanan düzenlemeyle okul taşıtı olacak yeni araçlarda her öğrenciye özel emniyet kemeri, sensörlü koltuk zorunluluğu, araçlarda kamera bulundurma ve görüntü kaydetme zorunluluğu gibi özel güvenlik donanımları istendi. O tarihten önce okul taşıtı olarak tescil edilmiş araçların da bir takvim dahilinde buna uymaları istendi. Ancak Resmi Gazete’nin 25 Ağustos 2018 tarihli sayısında yayımlanan düzenlemeler, yeni araçlar için geçerliyken, mevcut araçlar için bu konuda geri adım atıldı, 1 Ocak 2018’den önce tescillenen okul servis araçlarında her öğrenciye özel emniyet kemeri ve sensörlü koltuk zorunluluğu kaldırıldı. Ayrıca, araçlarda kamera bulundurma ve görüntü kaydetme zorunluluğu da iptal edildi” dedi.

    DENETLEME YOK!

    Lök, “Servis araçları, aynı gün içinde hem okul hem personel taşıma işlerinde kullanılıyor. Bu durum, sürücüler üzerinde ciddi zaman baskısı oluşturuyor” diye konuştu. Lök, sürücülerdeki yorgunluğun kazaların temel nedenlerinden biri olduğunu belirtti. Ayrıca, kent içi servis araçlarında takograf zorunluluğunun olmaması nedeniyle sürücülerin hız ve çalışma saatlerinin denetlenemediğine dikkat çeken Lök, fabrika çıkışı 100 km/h’a ayarlı hız sınırlayıcıların iptal edilmesinin ve bu durumun araç muayenesinde ‘hafif kusur’ olarak değerlendirilmesinin tehlikeyi artırdığına vurgu yaptı.

    Lök, bu düzenlemelerin çocukların güvenliğini tehlikeye attığını belirterek, “Güvenlik önlemlerinden geri adım atılması kabul edilemez. Her yıl kazaların bilançosu ağırlaşıyor ve bu şartların kaldırılması kazaların önlenmesi yerine riskleri artırıyor” ifadelerini kullandı.
    “Özel güvenlik donanımlarıyla üretilen okul servislerinin bu donanımları araç muayenesi sırasında detaylı incelenmiyor, var veya yok diye bakılıyor, işlevsel bir denetim yok” diyen Lök, Türkiye’de 2004 yılında yayımlanan ve 2007 yılından itibaren devreye alınan araç muayene mevzuatının, Avrupa Birliği’nin 1996 yılı birinci seviyesinde kaldığını belirtti. Lök, AB ülkelerinde 2014 yılında devreye giren üçüncü seviye 2014/45/EC mevzuatına göre yapılan sıkı denetimlerin Türkiye’de uygulanmadığını, Avrupa Birliği’nin özellikle elektrikli araçları göz önüne alarak dördüncü seviye araç muayene mevzuatını bu sene devreye almasının beklendiğini ifade etti.

    https://www.evrensel.net/haber/540941/2-isci-daha-servis-kazasinda-hayatini-kaybetti-bir-yanda-k-r-hirsi-diger-yanda-denetimsizlik

  • Emniyet kemeri hayat kurtarır

    Emniyet kemeri hayat kurtarır

    Bir çarpışma sonucu savrulan bir eşya veya insan bedeni de olsa eninde sonunda bir engelle durdurulur. Bir çarpma anında araç saniyenin ilk on salisesinde durmaktaysa ve emniyet kemeri takılı değilse direksiyon, kontrol paneli ya da ön cam tarafından durdurulana kadar araç içindeki eşyalar ve araçta bulunan kişilerin bedenleri aynı hızdaki hareketlerine devam edeceklerdir.

    Oysa doğru takılmış bir emniyet kemeri insan bedenini:

    Çarpma etkisiyle vücutta meydana gelen sarsıntının kademe kademe azalmasını sağlayarak,

    Çarpışma anında meydana gelen çarpma etkisini vücut yapısındaki en güçlü noktalara yönelterek,

    Çarpma etkisinin vücutta tek noktada toplanmayıp dağılmasını sağlayarak,

    Çarpma/çarpışma anında koltuktan fırlamayı engelleyerek,

    Hassas ve en önemli organların yer aldığı kafa ve omuriliğin herhangi bir yere çarpmasını önleyerek korumaktadır.

    Biliyor musunuz?

    Üç noktalı emniyet kemerleri, otomobilde seyahat edenlerin ağır yaralanma risklerini % 45 kamyonetlerde de % 60 oranında azalmaktadır.

    Ölümlü kazalarda emniyet kemeri kullananların % 24.8’i hiç zarar görmeden kazayı atlatırken, emniyet kemeri kullanmayanlarda bu oran % 6.3’tür.

    İleri düzey araştırmalarda arka koltukta emniyet kemeri kullanımının, arka koltukta meydana gelen ölüm ve yaralanmaların 2/3’nün ve ön koltukta ölümlerin ise % 6’sını önlediği saptanmıştır. Bütün ağır yaralanmalarda ise, arka koltuk emniyet kemerleri yaralanmanın şiddetini % 50 oranında azaltmaktadır.

    TRL (İngiltere Ulaşım Araştırma Laboratuarı) analizleri, ön koltuk yolcularının tamamına yakınının emniyet kemeri takmasına karşılık, daha düşük oranda emniyet kemeri kullanan arka koltuk yolcularının yaralanma riskinin 2 kat, fırlatılma riskinin ise 7 kat daha fazla olduğu ortaya koymuştur. Emniyet kemeri takmamış arka koltuk yolcuları en çok kafa, yüz ve boyun zedelenmelerine maruz kalmaktadır. Arka koltuk yolcularının en büyük yaralanma nedeni fırlatılmadır.

    Genel bir ifade ile belirtecek olursak emniyet kemeri kullanımının zorunlu olduğu ülkelerdeki ölüm ve yaralanma oranları, kullanımın zorunlu olmadığı ülkelere göre % 40 daha azdır.

    Avustralya’nın bir eyaleti olan Viktorya’da emniyet kemeri kullanımı 1970 yılında zorunlu hale getirilmiştir. Bundan 4 yıl sonra 1974 istatistiklerinde ölümlerde % 37’lik azalma, yaralanmalarda % 41’lik azalma ve omurilik zedelenmelerinde ise % 27’lik azalma meydana gelmiştir.

    1995’te Amerika’da ise emniyet kemerleri 9.797, hava yastıkları 475, çocuk koruma sistemleri ise 279 kişinin hayatını kurtarmıştır. Kanada’da, 1989’dan bu yana emniyet kemerleri 2.400 kişinin hayatını, 55.000 kişinin yaralanmasını önlemiş, sosyal ve sağlık maliyetlerinde 3 milyon dolar tasarruf sağlamıştır. Yine aynı ülkede ise 1995 yılında ölümlü kazalarda, koruma sistemi kullanmayanların (Emniyet kemeri, araç çocuk koltuğu vs.) % 25’i aracın dışına fırlatılmıştır.

    Bu özelliklerine rağmen birçok kişi emniyet kemerlerini çeşitli nedenlerle kullanmayı gereksiz ya da sakıncalı bulmaktadır.